10 Nisan 2015 Cuma

Sanat - Atölye Çatı Katı (YDA) 2. hafta


Çocuklar ikinci hafta da boyalarla farklı zeminleri farklı tekniklerle renklendirmeye devam ettiler.

Resim çoğu çocuğun dillerinden biri. Çocukların çok büyük çoğunluğunun resim yapmaktan ve kendini bu şekilde ifade edebilmekten çok büyük keyif aldığını gözlemliyoruz. 

Resim yaparken çocuklar yalnızca duygu, düşünce, fikirlerini vs. anlatmıyorlar, aynı zamanda resmi bir öğrenme aracı olarak da kullanmış oluyorlar.


Öte tarafta rulolara çöp şiş geçirerek farklı formlar oluşturan çocuklar malzemenin kullanımı üzerine de bilgilerini yapılandırıyorlar.

Üretme aşamasına gelebilmek için öncelikle farklı malzemelerin ne şekilde (nasıl) bir araya gelebileceklerini görmeleri önemli.

Çocuklardan biri bu iki malzemeyi bir araya getirerek oyuncağını üretirken bir diğeri onu görüp aklında farklı bir fikirle kendine oyuncak üretmeye başlıyor. Bu sırada birbirlerinden sıkça yardım aldıkları için çocukların kolektif çalışmalarının önemini tekrar vurgulamak gerek.


- Uzun zamandır şato çizmiyordum, daha çok elbise çiziyordum. O yüzden bu sefer şato yapmak istedim.
"Nasıl bir şato?"
- Kırmızı bir şato, bu kraliçe, bu kral.
"Neden oradalar?"
- Bahçeye çıkmışlar.
"Neden bahçeye çıkmışlar ki?"
- Dolaşmak için bahçelerinde. Bahçeleri daha büyük aslında, ama bir kağıda ne kadar sığdıysa o kadarı oldu.
"Hem sulu boya kullandın..."
- Hem kuru boya, hem keçeli boya... Karışık...
"Karışık kullandın."
- Evet. Şu noktalar için keçeli, kuru...

"Peki bu resmi yaparken kendini nasıl hissettin?"
- Mutlu... 
"Başka?"
- Zor oldu baya bi.
"Neden zor oldu?
- Şu denizi yapmak, köprüyle birlikte.
"Nasıl yaptın?"
- Kapıyı yapmak da zor oldu.
"Gökyüzü neden beyaz?"
- Boyayamayacaktım çünkü hem güneşle renkler karışacaktı. Bazen taşan yerlerde renkler karışacağı için boyamadım. Bir de çok uzun sürüyor.
"Ben bir de bayrak görüyorum orada."
- Evet.
"O nasıl bir bayrak?"
- Kalpli bir bayrak.
"Niye kalpli?"
- Ne bileyim, canım kalpli yapmak istedi. Nasıl yapsam karar veremedim, böyle yaptım.
"Bu resme bakınca kendini nasıl hissediyorsun?"
- Mutlu. Kraliçeyi büyük, kralı küçük yapmamın bir nedeni var, kral uzakta olduğu için bazı şeylere uzaktan baktığımızda küçük, bazen de büyük oluyor. Daha önce denediğim için biliyorum.



- Değirmenin çarkına benzedi.
"Değirmenin çarkı nasıl oluyor ki?é
- Burda kavuğu(?) oluyor, böyle taşıyor, böyle tekrar boşaltıyor. Böyle un da öğütülebilir.
"Bununla un öğütebilir miyiz?"
- Bununla değil, buna su doldurulması lazım, değirmenin o dönen çarkına da benzemesi lazım.


- Karmaşık olsa da buradan bakabiliriz.
"Ne görüyorsun orada?"
- Parça parça şeyler...
"Ben de bakıcam."



"Evet parça parça. Kaç parça?"
Saymaya başladı,
- 18 parça, 19 parça. Ben bunun adını buldum, 19 parçalı dürbün! Burada parça parça, buradaki parçalarla da birleşince 19 oluyor. (iki ucundaki bölmeleri saydı)
- Her şeyi 19 parça görüyorum.


Işıklı masada incelediği oyuncaklardan birinin üzerindeki bölümleri sayıyor olması o çocuğun sayılarla arasının iyi olduğunu işaret ediyor bize.


(İlk haftasında) Atölyeyi ve malzemeleri keşfederken yeni bir şeyleri özgürce üretme duygusunu da yaşayan çocukların özgüvenleri artıyor ve böylece daha fazla şey üretmek için çocukların atölyeye gelmeyi daha çok istediklerini gözlemliyoruz.





Bakmak-görmek Reggio'da bizim çok sık kullandığımız bir kavram. Çocukların baktığı şeyi gerçekten ne kadar gördüğünü anlayabilmek için onları bakarak bir şeyler çizmeye yönlendiriyoruz zaman zaman. Ancak çocuklar bazen kendileri de diğer arkadaşlarının yaptıklarını kopyalayabiliyorlar (bakarak çiziyorlar). Bu onların yine kendilerine özgü bir ürün ortaya çıkarmadıklarını göstermiyor, çünkü her dokunuş ayrı ve her çocuğun yeteneği ve çoğu zaman tercihleri farklı.


Çocuklarla beraber "tek doğru" ya da "tek yol" olmadığını da keşfediyoruz sık sık.
Su doldurmanın pek çok yolu var, örneğin burada fıs fıs ile dolduruluyor su :)
Bu sırada,
* Çocuk sık kullanmadığı bir materyali kullanma fırsatı yakalıyor.
* İhtiyacını oyun içinde gideriyor (suyu oyun ile dolduruyor).
* Zamanını istediği gibi kullanıyor, koşturmuyor örneğin.
* Kendi kararını kendi alıyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...